Twiggy kim ki?



Bir Twiggy'dir gidiyor bu aralar muhabbetlerde. Ben de blogumda hemen değineyim dedim nedir bu hatunun özelliği. Şöyle küçük bir google araştırması bile yetti cevabımı almama. yakından fazla bakmamışım. 66 yılının yüzü seçilen Twiggy, iri gözleri, uzun kirpikleri ve döneme damgasını vuran ve yeni bir beden ölçüsü modası yaratan minik ve ince vucuduyla tam bir kült. Marilyn Monroe ile karşılaştırmak istemem, zira çok farklı dönemlerde ve çok farklı tarzda karakterler. Tek ortak özellikleri bir dönem bütün kadınların benzemek için çaba sarfettiği kadınlar olmaları. Acaba şu sıfır beden olayı bu kadınla mı çıkmış? merak ettim şimdi.

Le Smoking




Bir internet sitesi keşfettim.
Bir blog sahibinin iki-üç blogundan biri. Hepsi farklı konseptlere sahip siteler. Benim en sevdiğim ise bu fotoğrafları seçtiğim ''Le Smoking '' blogu. Eskiler derdi 'sigara kadına hiç yakışmıyor' diye. Bu sözü yalanlarcasına fotoğraflar bunlar. Zaten sigara fotoğrafa her zaman yakışmıştır bence. Ben de sigarayı yakıştırdığım fotoğrafları paylaşmaya devam edeceğim.

Vertigo


Vertigo filmini, Hitchcock filmlerini, James Steward'ı , yapımda ve yayında emeği geçen herkesi seviyorum:)

Knotan




Knotan takma isimli fotoğrafçının kareleri. En ''edepli'' olanları seçtim: ) ve de en sevdiklerimi tabii. Devamını merak ederseniz sitesi gayet zengin.

La Reine Margot / Kraliçe Margot



Isabelle Adjani'nin kusursuz güzelliği, Vincent Perez'nin haşin yakışıklılığı ile birleşmiş La Reine Margot filmi ortaya çıkmış. Muhteşem oyunculuklar, Bartholomew Katliamı ve saray içindeki entrikalar!! Yıllar önce Dilek teyzemin tavsiyesiyle izlemiştim. Vincent Perez'yi keşfettiğim filmdir kendisi. İlk izlediğimde yaşımın da etkisiyle çok pornografik bulmuştum, ama şimdi izlediğimde herşeyi gayet yerli yerinde buluyorum. Filmin atmosferi başka türlü verilemezdi heralde.

Displaced




Andy Julia isimli fotoğrafçının Displaced isimli serisinden kareler. Daha çok çok çok güzelleri de var. Ben eklemeye devam edicem. Sabırsızlananlar için sitesini de vereyim. Burası.

Plastic Dreams





Vivienne Westwood'dan plastik ayakkabılar. Hepsi birbirinden şahane! Sanırım satın alamamanın tek güzel yanı seçmek zorunda kalmamak. Birini seçmek zorunda kaldığımı düşünemiyorum! hele ki kararsızlık kumkuması ben!

Emek Yıkılmasın !!


Emek sinemasıyla ilgili yeni bir proje gündemde malum. Geçenlerde bir programda projeyi enine boyuna anlattı Ertuğrul Günay. Herşey iyi hoş göründü bi an gözüme, sonra bir baktım ikna oluyorum. Aman dedim ne oluyor? Hemen ertesi gece film festivalinin ödül töreni vardı. Fonda EMEK YIKILMASIN afişi. 17 nisan 2010 pazar günü Taksimdeki yürüyüşe çağrıda bulundular. Gidemedim yürüyüşe, ama fotoğraflardan gördüm ki acayip bir kalabalık toplanmış, herkes orda. Danslar, performanslar... Emek sinemasının yeni yapılacak modern yapı içindeki hali ne kadar buruk göründü gözüme. Mekanlar da insanlar gibi anılar biriktirir bence. Insanlar da o mekanlara anlamlar yüklerler. Emek, temizlenmesi gereken, yenilenmesi gereken eskimiş, kirli bir sinema salonu değil. Korunması gereken, yaşatılması gereken bir değer.

Karikatür: Cem Dinlemiş - Herşey olur

Yürümek


yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
karanlığın gözüne bakarak yürümek..

Nazım Hikmet

Tokidoki Sephora'yla!


Toki Doki daha önce birçok markayla çalışmıştı,Marvel gibi örneğin, şimdi Sephora'yla çalışmışlar ve rengarenk cıvıl cıvıl kozmetik ürünleri ve aksesuarları ortaya çıkmış. Özellikle renkli eye-liner'lar süper bence.

Pierre & Gilles Galerist'de


Pierre & Gilles sonunda İstanbul'da. 30 nisana kadar Galerist Fulya'da izlenebilecek.

Peki illa izlenmeli mi? Bence şart değil, zira 5 fotoğraftan oluşuyor sergi. 4 tanesi alt katta bir tanesi koleksiyoncunun diğer işleriyle birlikte üst katta sergileniyor. Pierre ve Gilles'in sergilerini özel kılan en büyük sebeplerden biri bence çerçeveleri, kendi ürettikleri ve her fotoğrafa özel olarak tasarlanmış çerçeveler. Gel gör ki çerçeveler de pek bi sönüktü. Hele hele davetiyeler!! Bu sergiye özel mi böyle kiç bir kartpostal seçilmiş die düşündüm önce baktım ki galerinin bütün davetiyeleri aynı kalitede:) neyse. Sonuç itibariyle hayalkırıklığıydı açılış ve sergi. Ama yine de görülebilir. Ben birretrospektif beklediğim için az gelmiş olabilir. Bilemiyorum. En iyisi görüp, kendinizin yorumlaması heralde.

Vanessa & Johnny



Vanessa Paradis'i Gerard Depardieu'yle oynadığı Elisa filmiyle tanımıştım. Sonra bir baktım ki gençkızların sevgilisi Johnny Depp'le evliymiş iki de çocukları varmış. Düzenli bir hayat güzel bişey tabii, zaten Depp'i uzaktan sevmek en güzeli değil mi, hele ki yakından sevmenin mümkün olmadığı mesafede. Neyse ünlülerin özel hayatlarına parmak basmaya devam edeceğim. Umarım bir sonraki post bu kadar hüzünlü olmaz.