Urla / Demircili



Yazın gelmesiyle her sene olduğu gibi memleketim Izmir'e göçtüm. eski dostlar ve sevdicekle beraber çadırımızı kapıp, Demircili yollarına vurduk kendimizi. Demircili Urla'nın bir köyü, muhteşem bir sahili var. Sakin ve sessiz biyer. haftasonları yöre halkı akın ediyormuş. Ama haftaiçi gayet huzurlu. Biz gittiğimizde 1 çadır ve bir de karavan vardı. Tepeyi aşıp adanın arka tarafına da geçilebilir. Yukarıdaki fotoğraflar amatör bi makinayla çekildi. Ama özendirdiği kesin.

Jean Seberg


Jean Seberg dendiğinde akla ilk gelen film tabii ki serseri aşıklar. malum benim de en sevdiğim filmdir kendisi. evet evet en sevdiğim! godard ve belmondo! truffaut ve üstüne bir de jean seberg güzelliği. herneyse konumuz film değil, burada yeni dalga üzerine makale yazacak değilim. yukarıdaki fotoğrafları paylaşma sebebim Seberg'i başka açıdan görebilmek. bu kadın güzel! kıskanmıyorum, manasız olur.

Yemeksepeti




Sırasıyla House , Prison Break ve Lost dizilerinin temalarıyla yapılmış yemeksepeti.com afişleri. Yemeksepetinin bu tarz çalışmaları olduğunu bilmiyorduk, öğrendik iyi oldu.

Lennon & Ono


'Karanlık Oda'da





Vicky Christina Barcelona filminden Javier Bardem yoluyla bahsetmiştim. ama yukarıdaki fotoğrafları bulunca dayanamadım paylaşiyim dedim yine de. Filmi izleyenler bu karanlık odayı hatırlar. Yukarıdakiler de karanlık odadaki sahnelerden kareler.

Debonair Cigars




Debonair, tasarım harikası bir sigara ve tütün markası. 1900'lardan beri üretiliyor sanırım.

Dsquared2 by Mert&Marcus




Mert & Marcus beraber çalışan iki moda fotoğrafçısı.Yukarıdaki fotoğraflar da Dsquared2 markasının son kampanyası için çekilen fotoğrafları. Sanırım bu Dsquared markası da iki kardeşin işi. Fotoğrafçılardan Mert Alas isminden de anlaşılacağı gibi Türkiye doğumlu. Gereksiz bir gurur duyma eğilimine girmek üzereydim ki vazgeçtim. Kendisi aslında klasik müzikle ilgileniyor aynı zamanda da modellik yapıormuş.bir moda fotoğrafçısının yanında çalışan grafiker marcus'la böylelikle tanışmışlar. Ve devamı gelmiş.

Andy Warhol & Jean Michel Basquiat



Jean Michel Basquiat afro amerikalı bir grafitti sanatçısı ve ressam. İşlerinde tüketim nesnelerini resmetmiş. Afro amerikalı olduğunu vurgulamamın sebebi ise resimlerinde kullandığı nesnelerin kölelik rejimine yaptığı göndermeler. ( şeker,pamuk,kahve,teneke gibi) Afro amerikalılar Amerikan ekonomisine metalaştırılarak dahil olabilmişler. Özellikle de spor ve müzik aracılığıyla. Bu sebeple sanatçı, müzik ve boksörlük malzemelerini de bol bol kullanmış.
Warhol'dan bahsetmeye gerek yok. pop art'ın babası kendileri malum. Bu ikiliyi yanyana gördüm duramadım paylaşiyim dedim.

always remember;

Agnes Varda & Godard

Agnes Varda 2006 yılında Paris'te Fondation Cartier'de bir sergi açmış. En ünlü filmlerinin ve belgelerin sergilendiği bu sergiyi şimdi neden andığımı açıklamak zor. İnternette dolaşırken yeni dalga'nın en önemli iki ismi olan Godard ve Agnes Varda'nın yazışmalarını buldum. Ve çok ilginç bişeye rastladım. Agnes Varda'nın bu sergisinin açıldığı mekan nerdeymiş? Godard'ın serseri aşıklar filminde Belmondo'nun öldüğü köşebaşını bilen bilir. Filmin en önemli sahnelerindendir. işte o köşebaşının karşısında bu Fondation Cartier! Böyle bağlantılar beni hep etkilemiştir. Sergiye ayrı bir anlam kattığı kesin bu mekan seçiminin.

While My Guitar Gently Weeps


Martin Luther McCoy söylüyor. Across the univers filmini izleyenleriniz bilir bu muhteşem beatles cover'ını. ben dinlemekten alıkoyamıyorum kendimi. güzel bir soundtrack albümü. dinlenmeli! buradan başlayabilirsiniz mesela.

Deli bu Jack!

Jack Nicholson'ı seviyorum evet!!

Pierre & Gilles


Daha önce Postmonkey'de uzun uzun anlatmıştım Paris'teki sergilerinden ne kadar etkilendiğimi. O zamandan beri peşlerindeyim fotoğraf sanatçıları Pierre&Gilles'in. Yukarıdaki fotoğraflar en güncel halleri. Orta yaşın üstüne doğru ilerlemekteler ama fizik olarak pek birşey kaybetmemişler. Eksilmeyen diğer birşey ise şüphesiz aşkları! bakınız nasıl sevgiyle sarmalamışlar birbirlerini.

Robotic Salt & Pepper



Suck UK isimli bir markanın tuzluğu ve biberliği!! hem robot şeklinde hem dee tuzluk&biberlik! almak isterdim ama indirimli fiyatı bile 35 lira! ama tek kelimeyle aşık oldum! bayıldım! içim içime sığmaz oldu.

Marilyn yatakta !




Marilyn Monroe'nun yatakta fotoğrafları meşhurdur. Çok bilindikleri de var, yukarıdakiler gibi benim yeni keşfettiklerim de. Her halimle güzelim mesajı gayet belirgin. Bembeyaz çarşaflar yorganlar içinde fotoğraf çektirmek herkesin merakı. Başlatan Monroe mudur bilinmez ama hangi ünlüyle ilgili fotoğraf bakınsam mutlaka yatakta bir pozu var. Hepsi de bembeyaz nevresimler içinde! ( onları da ileride paylaşırım) Yatak konsepti hemen erotizme gönderme yapıyor tabii. Dikkat etmek lazım.



vahşi tasarımlar !

Louis Vuitton Modelleri

makyajdı fotoşoptu derken kusursuz bedenleriyle modeller bazılarımız için ömür törpüsü olabiliyor. Ama neticesinde baktığımızda bizden çok da farklı değiller. Hatta daha çirkinleri bile varmış. Yukarıdaki fotoğrafla bunu kanıtladılar. Beden ölçülerini düşünmeyelim iki dakikalığına, şöyle portrelerine bakınca pek bi ucube geldiler gözüme.

izmiriz !

izmiriz.com diye bir site buldum. anında izmirli damarım tuttu! hem reklamını yapayım dedim hem de yukarıdaki eğlenceli defterleri paylaşmak istedim. Birer izmirli defteri! gerçi şu 'yapıyom' olayı çok sık rastlanan bişey değil izmirde ama klişeleşmiş bişey işte. olsun yine de güzeller!

Mutfakta biri mi var?

Bugün çok güzel tarçınlı kurabiyeler yaptım. Maksat marifetimi dile getirmek değil elbette, yukardaki fotoğrafın altına bişeyler yazmak:) bu şekil estetik görüntüler veremiyorum gerçi ben mutfakta. hepburn farkı bu olsa gerek. Ama onun da benden öğreneceği çok şey var; örneğin fırın çalışırken kapağını açmamak gibi. nedenini bilmiyorum ama annem her seferinde hatırlatır bana. Dikkat etmek gerekiyormuş. öyle güzel güzel poz vermekle olmuyor bu işler işte! ( kıskanmak mı? kim? )

Küçük Prens & Melissa



Şu Melissa markası beni bitiriyor!! şimdi bu bana reva mı? hem plastik ayakkabılar hem de 'le petit princee!!' acaba evdeki eski babetimin üzerine ben de küçük prensi çizsem böyle olur mu? tabii babeti feda etmeye hazır olmak lazım: )

Terry Richardson & Jared Leto





Requiem for a Dream'de izlediğimiz Jared Leto, en son 2010 pirelli takviminin çekimlerini yapan fotoğrafçı Terry Richardson'ın Hollywood'daki stüdyosuna gider ve böyle fotoğraflar çıkar ortaya.