Urla / Demircili
Yazın gelmesiyle her sene olduğu gibi memleketim Izmir'e göçtüm. eski dostlar ve sevdicekle beraber çadırımızı kapıp, Demircili yollarına vurduk kendimizi. Demircili Urla'nın bir köyü, muhteşem bir sahili var. Sakin ve sessiz biyer. haftasonları yöre halkı akın ediyormuş. Ama haftaiçi gayet huzurlu. Biz gittiğimizde 1 çadır ve bir de karavan vardı. Tepeyi aşıp adanın arka tarafına da geçilebilir. Yukarıdaki fotoğraflar amatör bi makinayla çekildi. Ama özendirdiği kesin.
Jean Seberg
Jean Seberg dendiğinde akla ilk gelen film tabii ki serseri aşıklar. malum benim de en sevdiğim filmdir kendisi. evet evet en sevdiğim! godard ve belmondo! truffaut ve üstüne bir de jean seberg güzelliği. herneyse konumuz film değil, burada yeni dalga üzerine makale yazacak değilim. yukarıdaki fotoğrafları paylaşma sebebim Seberg'i başka açıdan görebilmek. bu kadın güzel! kıskanmıyorum, manasız olur.
Yemeksepeti
'Karanlık Oda'da
Dsquared2 by Mert&Marcus
Mert & Marcus beraber çalışan iki moda fotoğrafçısı.Yukarıdaki fotoğraflar da Dsquared2 markasının son kampanyası için çekilen fotoğrafları. Sanırım bu Dsquared markası da iki kardeşin işi. Fotoğrafçılardan Mert Alas isminden de anlaşılacağı gibi Türkiye doğumlu. Gereksiz bir gurur duyma eğilimine girmek üzereydim ki vazgeçtim. Kendisi aslında klasik müzikle ilgileniyor aynı zamanda da modellik yapıormuş.bir moda fotoğrafçısının yanında çalışan grafiker marcus'la böylelikle tanışmışlar. Ve devamı gelmiş.
Andy Warhol & Jean Michel Basquiat
Jean Michel Basquiat afro amerikalı bir grafitti sanatçısı ve ressam. İşlerinde tüketim nesnelerini resmetmiş. Afro amerikalı olduğunu vurgulamamın sebebi ise resimlerinde kullandığı nesnelerin kölelik rejimine yaptığı göndermeler. ( şeker,pamuk,kahve,teneke gibi) Afro amerikalılar Amerikan ekonomisine metalaştırılarak dahil olabilmişler. Özellikle de spor ve müzik aracılığıyla. Bu sebeple sanatçı, müzik ve boksörlük malzemelerini de bol bol kullanmış.
Warhol'dan bahsetmeye gerek yok. pop art'ın babası kendileri malum. Bu ikiliyi yanyana gördüm duramadım paylaşiyim dedim.
Agnes Varda & Godard
Agnes Varda 2006 yılında Paris'te Fondation Cartier'de bir sergi açmış. En ünlü filmlerinin ve belgelerin sergilendiği bu sergiyi şimdi neden andığımı açıklamak zor. İnternette dolaşırken yeni dalga'nın en önemli iki ismi olan Godard ve Agnes Varda'nın yazışmalarını buldum. Ve çok ilginç bişeye rastladım. Agnes Varda'nın bu sergisinin açıldığı mekan nerdeymiş? Godard'ın serseri aşıklar filminde Belmondo'nun öldüğü köşebaşını bilen bilir. Filmin en önemli sahnelerindendir. işte o köşebaşının karşısında bu Fondation Cartier! Böyle bağlantılar beni hep etkilemiştir. Sergiye ayrı bir anlam kattığı kesin bu mekan seçiminin.
While My Guitar Gently Weeps
Pierre & Gilles
Daha önce Postmonkey'de uzun uzun anlatmıştım Paris'teki sergilerinden ne kadar etkilendiğimi. O zamandan beri peşlerindeyim fotoğraf sanatçıları Pierre&Gilles'in. Yukarıdaki fotoğraflar en güncel halleri. Orta yaşın üstüne doğru ilerlemekteler ama fizik olarak pek birşey kaybetmemişler. Eksilmeyen diğer birşey ise şüphesiz aşkları! bakınız nasıl sevgiyle sarmalamışlar birbirlerini.
Robotic Salt & Pepper
Marilyn yatakta !
Marilyn Monroe'nun yatakta fotoğrafları meşhurdur. Çok bilindikleri de var, yukarıdakiler gibi benim yeni keşfettiklerim de. Her halimle güzelim mesajı gayet belirgin. Bembeyaz çarşaflar yorganlar içinde fotoğraf çektirmek herkesin merakı. Başlatan Monroe mudur bilinmez ama hangi ünlüyle ilgili fotoğraf bakınsam mutlaka yatakta bir pozu var. Hepsi de bembeyaz nevresimler içinde! ( onları da ileride paylaşırım) Yatak konsepti hemen erotizme gönderme yapıyor tabii. Dikkat etmek lazım.
Louis Vuitton Modelleri
makyajdı fotoşoptu derken kusursuz bedenleriyle modeller bazılarımız için ömür törpüsü olabiliyor. Ama neticesinde baktığımızda bizden çok da farklı değiller. Hatta daha çirkinleri bile varmış. Yukarıdaki fotoğrafla bunu kanıtladılar. Beden ölçülerini düşünmeyelim iki dakikalığına, şöyle portrelerine bakınca pek bi ucube geldiler gözüme.
izmiriz !
Mutfakta biri mi var?
Bugün çok güzel tarçınlı kurabiyeler yaptım. Maksat marifetimi dile getirmek değil elbette, yukardaki fotoğrafın altına bişeyler yazmak:) bu şekil estetik görüntüler veremiyorum gerçi ben mutfakta. hepburn farkı bu olsa gerek. Ama onun da benden öğreneceği çok şey var; örneğin fırın çalışırken kapağını açmamak gibi. nedenini bilmiyorum ama annem her seferinde hatırlatır bana. Dikkat etmek gerekiyormuş. öyle güzel güzel poz vermekle olmuyor bu işler işte! ( kıskanmak mı? kim? )
Küçük Prens & Melissa
Terry Richardson & Jared Leto
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)